Kıl Dönmesi Belirtileri Ve Tedavisi

Kıl Dönmesi Belirtileri

Genellikle hastalar başlangıç aşamasında  herhangi bir kıl dönmesi belirtisi  hissetmezler.İlerleyen aşamalarda hastalar, kıl dönmesinin oluştuğu bölgede şişlik ve beraberinde enfeksiyona bağlı akıntı oluşumunu gözlemlerler. Bu aşamada  akıntıyı iç çamaşırlarına bulaştığınıda fark ederler.

Ayaktan, Yatış Gerektirmeyen Kıl Dönmesi Tedavisini Görmek İçin Tıklayınız

Kıl dönmesinin sebep olduğu apseden kaynaklı olarak ortaya çıkan akıntının kötü kokuya sahip olması ile de hastaları oldukça rahatsız edebilmektedir. Bu akıntı bazen kanlı bir şekilde gözlemlenebilir. İçi enfeksiyon dolu apseden gelen akıntı, bölgenin kaşınmasına da yol açabilmektedir. Kaşıntı ile birlikte bölgenin tahriş olması oldukça olası bir durumdur.

Kıl dönmesi ağrı semptomları ile de oldukça rahatsız edici bir duruma dönüşür. Öyle ki  ağrı sebebiyle günlük sıradan iş ve eylemlerini yapmakta güçlük çekebilir. Özellikle kuyruk sokumunda oluşan hastalarda oturma, kalkma, yürüme ve yatma gibi sıradan eylemleri yaparken ağrı sebebiyle oldukça zorluk yaşarlar.

Kıl dönmesi  şişlik oluşumu gözlemlenebilir. Şişlikle birlikte kıl dönmesinin yer aldığı bölgede kılların girmesinden kaynaklı olarak delik ya da delikler de gözlemlenebilmektedir.

Kıl dönmesinin oluşmasına neden olan birçok etken bulunmaktadır. Özellikle kişinin sağlık açısından olması gereken kilonun üzerinde fazlasıyla olması (obezite) bununla birlikte aşırı terleme kıl dönmesi rahatsızlığının oluşması açısından uygun ortamı hazırlayan faktörlerden birini temsil eder. Ayrıca kişinin, günlük yaşantısında sürekli dar kıyafetler tercih ediyor olması kıl dönmesine istemeden de olsa bir nevi davetiye çıkarmasına neden olabilmektedir.

Ameliyatsız Lazerle Kıl Dönmesi Tedavisinin Avantajlarını İçin Tıklayınız

Bu rahatsızlıkta bir diğer risk grubunu da sedanter yani hareketsiz yaşamı tercih edenler oluşturuyor. Özellikle sürekli oturarak çalışanlar (bankacılar, memurlar, şoförler, pilotlar vb.) kıl dönmesi rahatsızlığının çoğunlukla oluşum göstermeyi sevdiği bir grubu temsil etmektedir.

Genç yaş grubunun hastalığı olarak nitelendirilen kıl dönmesi, ergenlik dönemindeki bireylerde oluşum göstermeye de oldukça yatkındır. Ergenlik döneminde vücutta artmaya başlayan kıl yoğunluğu gerekli hijyen sağlanmadığında kişinin kendini pilonidal sinüs hastalığının içinde bulmasına yol açabilir. Ergenlik döneminde başlayan hormonal değişimler bu makat hastalığının oluşumuna etki edebilmektedir.

Kıl Dönmesi Belirtileri Hakkında Detaylı Bilgi Almak İçin Tıklayınız

Kıl Dönmesi Tedavisi

Kıl dönmesi rahatsızlığı ile karşılaşan hasta, ilk aşamada bu hastalığın fazla belirti vermemesi ile birlikte önemsemeyerek tedavi yoluna girmeyebilir. Hatta toplumda oldukça yaygın görülebilen ve diğer deri hastalıkları ile de karıştırılabilen kıl dönmesi rahatsızlığını hastalar, hem kendince yorumlayarak hem de çevre yorumlamaları ile kendi kendine geçmesini ve bölgenin eski haline dönmesini bekleyebilir.

Kıl dönmesi tedavisi için doktorlardan önce aktarların tercih edilmesi de oldukça karşılaşılan yanlış bir durumdur. Özellikle kıl dönmesinin kuyruk sokumunda görülmesi hastaları tedaviyi kendi kendilerine bulmaya itebilmektedir. Hastaların yöneldiği bitkisel yöntemler bu rahatsızlığın ancak bölgede daha da büyümesine ve bu ağrılı şiş bölgenin hastayı günlük yaşantısından alıkoyacak raddeye getirmesine yol açabilmektedir.

Kıl dönmesinin oluşum gösterdiği bölgenin kırmızı, şiş ve apseli görüntüsüyle ilk aşamada bir sivilceyi andırdığı söylenebilir. Lakin kıl dönmesinin oluşturduğu apse hasta tarafından kesinlikle sıkılmamalıdır. Bu apsenin sıkılması halinde kıl dönmesinin oluştuğu bölge diğer hastalıklara karşı da çok daha savunmasız konuma gelebilir.

Kıl Dönmesinde Ameliyatsız Lazer Tedavisi

Kıl dönmesinin tedavisi için klasik cerrahi işlem ile de tedavi olunabileceği gibi günümüzde artık deyim yerindeyse “neşter” olmadan ameliyatsız yöntemlerle sağlığa kavuşmak mümkün olabiliyor. Klasik cerrahi işlemlerle yapılan ameliyatların hem öncesinde hem de sonrasında yapılmak durumunda olunan birçok işlem hastaların tedaviden uzaklaşmasına neden olabileceği gibi aynı zamanda sosyal hayatlarını da bir süre etkileyerek hastanın tedaviden almak istediği sonucu hemen alamamasına ve aktif yaşantısına hızlı bir şekilde dönüş sağlayamamasına neden olabilmektedir.

Günümüzde gelişen teknoloji sayesinde klasik cerrahi işlem yönteminin verdiği yorucu süreç yerine ameliyatsız yöntemler sık sık tercih ediliyor. Ameliyatsız işlemlerden lazer yöntemiyle uygulanan mikro sinüsektomi ve fenol tedavi şekli hastanın günlük yaşantısına hızla geri dönmesine imkân sağlar.

Kıl dönmesi tedavisi konusunda hastanın kendi kendine tedavi aramaması oldukça önem arz etmektedir. Bu tarz yöntemler ancak hastalığın ilerlemesine ve hastanın çok daha yorulacağı süreçlere girmesine neden olabilmektedir. Hastanın kıl dönmesi belirtilerini fark etmesi ile muhakkak bir uzman hekime danışması ve tedavi sürecini de doktoru ile birlikte değerlendirmesi gerekmektedir. Bu alanda uzmanlığı açısından ilk önce danışılması gereken kişiler Proktoloji hekimleri olarak yer almaktadır.

Leave a reply