Kıl Dönmesi Kendiliğinden Geçer Mi?
Kıl dönmesi (Pilonidal sinüs) vücuttan dökülen kıl veya tüylerin kuyruk sokumunda birikmesi ve cilt altına girmesi ile oluşan iltihaplanmadır. Uzun süre masa başında oturarak iş yapan, sağlıksız ve hareketsiz yaşam tarzı olan, sert ve kıvırcık kıl yapısına sahip olan kişilerde de sıklıkla karşılaşılmaktadır. Sadece kuyruk sokumunda değil, vücudun birçok farklı yerinde de rastlanabilmektedir. Kadınlarda sıklıkla kasık bölgesi, kuyruk sokumu, bacak ve koltuk altında rastlanırken, erkeklerde bu durum daha çok kuyruk sokumu, kasık, yüz, yanak ve boyun meydana gelmektedir. Rahatsızlığını fark eden kişilerin ortak belirtileri şişlik, ele gelen sertlik ve bunu takip eden iltihaplanmalar, ateş ve halsizliktir. Lazerle ve cerrahi yöntemle olmak üzere iki şekilde tedavisi bulunmaktadır. Fakat hastalar tarafından en sık tercih edilen lazer yöntemi, hem daha kalıcı sonuç vermesi sebebiyle, hem de iyileşme süresinde ki kısalıktan dolayı, hekimlerin de tercih ettiği bir uygulamadır. Kıl dönmesi tedavisi oldukça önemlidir, bu yüzden rahatsızlığın belirtileri fark edildiği an mutlaka uzman bir hekim tarafından muayene olunmalı ve ardından uygun bir tedavi ile süreç takip edilmelidir. Birçok hasta durumu fark etse de çekindiği ya da korktuğu için tedavi olmayı ertelemektedir. İlk zamanlar akut seyreden bu durum bekletilen her an kronik duruma dönüşebilir. Tedavi edilmez ve bekletilirse kişilerde oluşturacağı zararlar şunlardır;
- Kaşıntı ve koku şikayetlerinde ki durum artış gösterir
- Var olan apse giderek şiddetini arttırır
- Bölgede bulunan pilonidal sinüslerin sayısı artarak yeni hastalık odakları oluşturabilir.
Kıl Dönmesi Evreleri
Pilonidal sinüs de diğer birçok hastalıkta olduğu gibi evreleri vardır. Sınıflandırılması hastalığın ne kadar ilerlediğini tespit edip tedavinin buna göre belirlenmesidir.
Evre 1: Birinci evrede hasta akıntı veya apse gibi belirtiler görmez. Sadece hiçbir semptom göstermeyen sinüs ağızları vardır. Bu evrede hastalara müdahale gerekmez. Hastanın kişisel hijyenine dikkat etmesi ve kılın yerleştiği bölgenin sık sık lokal temizlik yapması istenir.
Evre 2: Bu hastalar akut pilonidal sinüs apsesi bulunan hastalardır. Önceden hiçbir belirti göstermez. Birkaç gün içinde gelişir, genellikle ağrı, şişlik, kızarıklık gibi semptomlar görülür. Hastalar oturmakta güçlük çektiği için hemen apsenin drenajı sağlanır. Antibiyotik eşliğinde, devamlı pansumanlar ile iyileşme beklenir.
Evre 3: Bu hastalarda akut evresindeki apseler kronikleşmiş olarak görünür. En belirgin belirtisi iç çamaşırında görülen iltihaplı akıntılardır. Ağrı, kaşıntı ve kızarıklık çok nadir görülür. Sinüs ağzında kronikleşmiş inflamasyon görülebilir. Bu hastalığın ilerlediğini ve acil tedavi olması gerektiğini gösterir.
Evre 4: Kuyruk sokumu ve makat çevresinde bir veya birden fazla sayıda sinüs ağzı görülür. Kronik hastalığın seyri sırasında oluşan apselerin aynı açıklıklardan tekrar gelişmesidir. Kuyruk sokumu bölgesinin dışına taşan apseler vardır. Kıl dönmesi için acil ameliyat gerekir.
Evre 5: Kıl dönmesi ameliyat sonrası hastalığın nüksetme durumudur.
Kıl Dönmesi Hangi Evrede Tedavi Edilmelidir?
Kıl dönmesi kuyruk sokumu, anal bölge, koltuk altı, yüz, boyun, göbek veya kasıkta meydana gelmektedir.
En sık kuyruk sokumunda rastlanan kıl dönmesi, hastaların göremeyeceği bir bölgede oluştuğu için ilk evredeyken fark edilmesi zordur. Hastalar kendilerinde pilonidal sinüs olduğunu fark ettiği evre genellikle 2. evredir. Hasta ilk olarak makat bölgesinde bir şişlik, ağrı ve iç çamaşırındaki iltihaplı akıntı ile ıslaklık belirtilerini fark ederek doktora başvurur. Bu yüzden sıklıkla hastalığın 2. ya da 3. evresindeyken tedaviye başlanır.
Kıl Dönmesi Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Kıl dönmesinin genellikle kuyruk sokumunda meydana gelmesinden dolayı tedavi edilmesi zordur. Kuyruk sokumu anatomik olarak çukur ve kavisli bir bölge olduğu için kıl dönmesi için potansiyel bir toplanma noktasıdır. Bu bölgedeki hassas ve yumuşak dokular kalçanın hareketiyle sürtünme yaratır ve biriken kıllar kolayca deri altına batar. Hasta ciltte bir veya daha fazla küçük kıl deliği fark edebilir. Bölgenin sürekli nemli ve havasız olması nedeniyle kıl dönmeleri enfekte olabilir ve çeşitli apseler gelişebilir. Komplikasyonlar gelişirse ve tedaviye erken başlanmazsa, hastanın yaşam kalitesi etkilenebilir. Hasta ihmal edip tedavi olmadığı takdirde akut evrede olan kıl dönmesi kronik hale dönüşebilir.
Kıl dönmesi, tedavi edilmediği veya geciktirildiği takdirde kanser kadar hayati tehlike yaratmasa da hastanın sosyal ve çalışma hayatını giderek zorlaştırabilir. Bölgede birden fazla kıl yuvasının oluşması ve kistik yapının sağlıklı çevre dokuya yayılması hastalığın tedavisini zorlaştırır ve tedavi sürecinde geniş bir alanın çıkarılmasıyla sonuçlanabilir. Kıl dönmesinin olduğu bölgede kaşıntı ve koku artabilir. Tekrarlayan apseler zamanında tedavi edilmezse hastanın apsesi yayılabilir ve ağrı artabilir. Hastanın birden fazla operasyona ihtiyacı olabilir.
Kıl Dönmesi Tekrarlamaması için Neler Yapılmalı?
- Kıl dönmesi tedavisinden sonra tekrar oluşmasını istemiyorsanız birtakım önlemler almalısınız. Bu önlemler sırasıyla;
- Bölgenin havasız ve kirli kalmasını önlemek,
- Terlemeyi azaltan pamuklu iç çamaşırları tercih etmek,
- Dar kıyafetler giymemek,
- Bölgeyi steril bir bez ile devamlı kuru ve temiz tutmak,
- Saç ve kılların birikimine dikkat etmek,
- Bölgede çıkan kılları lazer epilasyonla kalıcı olarak yok etmek,
- Basınca neden olabilecek oturma pozisyonlarından kaçınmak,
- Uzun süre aynı pozisyonda oturmamak gibi önlemler ile hastalığın oluşmasını engelleyebilirsin.
Leave a reply