Ameliyatsız Anal Fissür Tedavileri Nelerdir?
- Kas gevşetici enjeksiyon tedavisi
- Elektro-cerrahi yöntemi
- Radyofrekans tedavisi
- Lazer tedavisi
Kas Gevşetici Enjeksiyon Tedavisi (Botulinum Toksini) Nedir?
Kas gevşetici enjeksiyon tedavisi anal fissür tedavisinde kullanılan ameliyatsız bir yöntemdir.
Kas Gevşetici Enjeksiyon Tedavisi (Botulinum Toksini) Nasıl Yapılır?
Kas gevşetici enjeksiyon tedavisinde, anal bölgedeki sfinkter kaslarına botulinum toksini adı verilen bir ilaç enjekte edilerek uygulanır. Bu ilaç anal kasları gevşeterek makatın açılmasını ve anal fissürün iyileşmesini kolaylaştırır.
Kas Gevşetici Enjeksiyon Tedavisi Acıya Neden Olur mu?
Bu tedavi lokal anestezi altında gerçekleştirilir, bu nedenle hasta için genellikle ağrısız ve rahat bir deneyimdir.
Kas Gevşetici Enjeksiyon Tedavisinin Başarı Oranı Nedir?
Kas gevşetici enjeksiyonların başarı oranı %60 civarındadır. Ancak bu oran hastadan hastaya değişebilmektedir.
Kas Gevşetici Enjeksiyon Tedavisinin Ne Zaman Önerilir?
Kas gevşetici enjeksiyonlar, özellikle kronikleşmiş veya diğer tedavilere yanıt vermeyen anal fissürlerin tedavisi için önerilmektedir.
Kas Gevşetici Enjeksiyon Tedavisi Sonrası Anal Fissür Tekrarlar mı?
Hayır, Botoks tedavisi sonrası anal fissür tekrarlama olasılığı oldukça düşüktür. İyileşme ihtimali %95 ila %98 arasındadır ve çatlak iyileştikten sonra hastanın tekrar çatlak olma olasılığı, herhangi bir insanın yaşamı boyunca %1 ihtimalle fissür olma olasılığına eşittir.
Kas Gevşetici Enjeksiyon Tedavisi Avantajları
Botoks tedavisi sırasında herhangi bir cilt kesisi gerekmez.
Makatta çirkin veya yamuk bir görünüm oluşmaz.
Gaz ve dışkı kaçırma problemleriyle karşılaşılmaz.
Ameliyat korkusu ve stresi yaşanmaz.
Genel anestezi gerektirmez, işlem lokal anestezi ile yapılır.
Sadece yaklaşık 1 dakika sürer.
Acı ve ağrı şikayetleri çok nadir görülür.
Uygulama sonrası istirahat gerektirmez.
Başarı oranı genellikle %95’tir.
İltihap, kanama veya benzeri komplikasyonlar nadiren görülür.
Anal Fissürlerin Elektro -Cerrahi ile Tedavisi?
Anal fissür tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Bu tedavi sırasında özel bir cihaz ile elektrik kullanılarak anal fissürün çevresi temizlenir. Lokal anestezi altında gerçekleştirilir. Hastanede yatış gerektirmez aynı gün taburcu edilir.
Anal Fissür Radyofrekans ile Tedavisi?
Bu tedavide yüksek frekanslı radyo dalgaları kullanılır. Anal fissür bölgesine yerleştirilir ve bu dalgalar yırtık dokuyu ısıtır ve iyileşmeyi destekler. Tedavi genellikle lokal anestezi altında yapılır.
Anal Fissür Lazer tedavisi
Lazer, anal fissürün çevresindeki dokuya odaklanır ve bu bölgedeki sorunlu dokuları nazikçe temizler. Bu sayede iyileşme süreci daha hızlı ve etkili bir şekilde başlar. Lazer tedavisinin başarı oranı genellikle %80 ila %90 arasında değişir, fissür tedavisinde en etkili yöntemdir.
Lazerle anal fissür tedavisi iyileşme süreci ne kadar sürer?
Hastalar tedavilerinin ardından aynı gün sosyal yaşamlarına dönebilirler ve tam iyileşme 7-10 gün arasındadır.
Lazerle anal fissür tedavisi ne kadar sürer?
Anal fissürler için lazer tedavisi en az 15 ila 20 dakika süren çok hızlı bir işlemdir. Lokal anestezi altında gerçekleştirilir.
Lazerle tedavide anal fissür tekrarlar mı?
Bazı anal fissürler kronik olsa da yani tekrarlasa da lazer tedavisi bu soruna bir çözüm sunar. Lazer tedavisi fissür için kalıcı bir çözümdür, ancak hasta herhangi bir komplikasyondan kaçınmak için verilen tüm talimatlara uymalıdır. Aksi takdirde, lazer tedavisiyle bile tekrarlama mümkün
olabilir.
Hastalar işlemden sonra normal yaşamlarına dönebilirler, ancak doktorun yönlendirdiği şekilde bir süre lif açısından zengin gıdalar yemeleri gerekebilir. Bu, operasyonu korumak ve tam ve eksiksiz bir iyileşme sağlamak için çok önemlidir.
Lazerle makat çatlağı tedavisi avantajları nelerdir?
Ameliyatsız anal fissür (makat çatlağı) tedavisinin avantajları şunlardır:
Hızlıdır, 5-8 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanır.
Diş dolgusu gibi hızlı ve yatış gerektirmeyen bir işlemdir.
Narkoz gerekmez, sadece bölgesel anestezi uygulanır.
Ön hazırlık gerektirmez, ek tetkik ya da tahlil istenmez.
İşlem sırasında hastanın bilinci açıktır.
İşlem sırasında ve sonrasında ağrı minimal düzeydedir.
Kesi veya dikiş gibi ameliyat uygulamalarına ihtiyaç duyulmaz, dolayısıyla doku zararı yaşanmaz.
Tampon yerleştirme gibi uygulamalar gerekmez.
Tedavinin ardından hastalar hemen günlük yaşamlarına dönebilirler.
Sistemik ve kronik rahatsızlığı olan kişiler de bu tedaviyi rahatlıkla alabilirler ve düzenli ilaç
kullanımına devam edebilirler.
Gaz kaçırma veya dışkı tutamama gibi komplikasyonlarla karşılaşılmaz.
Hem muayene hem de tedavi aynı gün içinde yapılabilir.
Tedavi sonrası kişi hızla sosyal ve iş hayatına geri dönebilir.
